Qanayan yaramız

28 İyun 2013 13:06 (UTC+04:00)

Felekle derdi olan insanları hiç gözlediniz mi? Onlara hal ve hatır sorduğunuz zaman dalar gider ve içten içe feleğe çatarak cevap verirler. Bu cevap isyan değildir, dövünme hiç değildir sadece ince bir sitemdir.
Oysa felek genel anlamada gök, gökyüzü demektir. Bir bakıma feleğe çatınca insan göklere haykırır sesini.
İnsanlar yine duygularını en güzel feleğe sitem ederek anlatırlar. Feleğe küsmek, feleğin sillesini yemek, feleğini şaşırmak insanın içinde bulunduğu hallerin özetidir.
Örneğin; o gün mutlu iseniz,` felekten bir gün çalmış` çok şey yaşamış bir insan iseniz ` feleğin çemberinden geçmişsinizdir.`
Ve hatta sevdiğine duygularını dile getiren bir genç;
`Bilmesin o felek seni çok sevdiğimi
Duymasın kaderim seni istediğimi` der ve içten içe yaşar acılarını…
Hal böyle iken Felek denince akla hemen Kerkük ve Kerkük ağıtları gelir!
Kerkük Türkmen`i çektiği acıları dile getirmek, yalnızlığını anlatmak için
"Çak felek
Hançeri al çak felek
Düşmana fırsat verdin
Düşmandan alçak felek" der ve durumunu özetler.
Evet, ağıt denince bireysel sorunlar dışında toplumsal bir acı gelir gözlerimiz önüne o acının adı; Kerkük`dür. Kerkük denince de akla Türkmen`ler gelir. Kerkük`ün acıları okadar derindir ki, acılarını dile getirirken tüm Türk dünyasının şarkıları ile hoyratları ağıtları ile ortak sesi olmuştur.
Ve o Kerkük`te yine kan aktı, Türkmen lideri şehit edildi!
Irak işgalinden beri buradaki Türkleri sindirmek, yıldırmak, öldürmek, göçe zorlamak ve mallarını ele geçirmek ve fidye istemek için kaçırılmaları sıkça yaşanmakta ama dünya bu olaylara gözünün kapamaktadır.
Kerkük’ün güvenliği şu anda ABD ve Kürtlerin denetiminde, Kerkük’te kaçırılan ve öldürülenler ise hemen hemen tamamı Türkmenlerdir. Bu günümüz yüzyılının en büyük soykırımdır.
Türkmenler bölgede silahsız bir toplumdur ve bugün kan ağlamaktadırlar
Ve Türkmenler yalvarmaktadır.
`Kadir Mevlam senden bir dileğim var
Beni muhannete muhtaç eyleme`

Peki kim bu Kerkük Türkleri?
Kerkük Türkleri, 1040 Dandanakan zaferinden sonra Ön Asya`ya ve Anadolu`ya gelip yerleşerek vatan tutan Oğuz Türkleri`nin torunlarıdır. Oğuz Türkleri, 1071 Malazgirt zaferinden sonra Anadolu`yu vatan haline getirirlerken, Musul ve Elcezire bölgesi, çoktan Türk vatanı hüviyetini kazanmış bulunuyordu. Musul bölgesi, 11. yüzyılın ortalarından itibaren sırayla Selçuklu, Musul Atabeğliği, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Osmanlı Türk hâkimiyetleri ile de 1918 yılına kadar kesintisiz bir şekilde Türk idaresinde ayrılmaz vatan parçası olarak kalmıştır. Bu bölge, 900 senelik Türk hâkimiyeti devresinde, daima Anadolu`nun hükümran bir eyâletiydi.
Birinci dünya savaşından sonra sınırların ayrılmasıyla bizlerden koparılmak istenen bu insanlar bizim kanımız, canımız belkide akrabalarımız. Yani bizim ta kendimiz bu insanlar.
`Beni muhannete muhtaç eyleme` diyor Kerkük`te Türkmen. Muhannet ne demek? Güvenilmez, namert demek. Kim o muhannetler? Elbette ki, şu an orayı işgale eden güçler. İyi de mertler nerede peki?
Gelinen son nokta…
Irak’ın kuzeyinden yaklaşık 600 bin Peşmerge Kerkük’e yerleştirilmış ve seçmen kayıtları yapılmıştı. Kerkük’te okul, nüfus ve tapu müdürlüklerinin büyük çoğunluğu da Peşmergelerin eline geçmıştir. Türkiyenin Stratejik müttefikimiz (!) dediği ABD büyük plânlarını adım adım işlemektedir. İngilizlerden devraldığı emperyal düşünceyi gerçekleştirmek için elinden geleni yapmaktadır. Başbakanın rafa kalkdı dediği Büyük Ortadoğu Projesi’ni gerçekleştirmek için siyasetin bütün inceliklerini kullanarak haritalar düzenlemektedir, Talabani ve Barzani ile birlikte PKK’ya her türlü yardım ve yaltakçılığa devam etmektedir. Güç dengesi Yahudi Kürkleri ile ABD elindedir. İşte terörün ve uzantılarının Türkiye`de rahat rahat boy göstermelerinin sebebide budur. Yani Türkiye yerleştirilen bölünme tehlikesi korkusu yüzünden kabuğuna çekilmiş ne yapacağını bilemeyecek durumdadır.
Evet işin özeti bizim Kerkük’ü , Kerkük Türkmeni’ni unutmamız Kürdistan hayalinin gerçekleşmesinin yegane sebebidir.
Daha dün gerçekleştirilenTürkmen liderinin öldürülme süikasti karşısında `KINAMA` mesajı yayınlayan dış işleri halen bu işin farkında değildir ve onlar KINAMA ile yetinirken muhannetler sevinçlerinden bir yerlerine KINA yakmaktadırlar.
Kerkük kan ağlar biz duymayız. Kerkük yanar biz duymayız. Kekük ölür biz duymayız. Türkiye sessiz bu vicdansızlığa daha ne kadar sesiz kalacak?
Bugün Türk dünyasına göz atarsak; Kerkük, Musul? Esir... Kırım? Esir... Karabağ? Esir... Güney Azerbaycan? Esir... Doğu Türkistan? Esir... Selanik, Köstence? Esir... Hazaralar, Gagavuzlar, Çuvaşlar, Hakaslar, Tatarlar, Karaimler, Kafkas Türkler, Balkan Türkleri esir... Kıbrıs`ın güney yarısı işgal altındadır. Demek ki, Türk`ün İstiklal Savaşı bitmemiştir. Ve Türkiye`nin bölünme tahlikesinden kurtulmak ve tekrar dünya devleti olmasının yolu bu Türk yurtlarının hürriyetine kavuşmasıdır. Unutmamalıdır ki, en iyi savunma saldırıdır. Benim anamın ağladığı, ağıt yaktığı yeter. Başkalarının anası ağlamasın diye Türk devletlerinin artık bir araya gelmesi ve tarihe mührünü vurması bir insanlık görevidir.
Bunu yapamasanız Kerkük hoyratları, ağıtları bize acısını haykırmaya devam eder;
Di gah gel…Di gel ölem di gel…
Adına gurban olam di gel…Alnına kanım çalam di gel…
Bayrağım göğün mavi yeli, ay yıldızım sen…
Yurdum Türkmen eli, can özüm sen…
Soyum sopum Türkoğlu, yüzüm sürdüğüm izim sen…
Oy men ölmüşem gavim gardaş, nerdesen…

Kerkük gören gözlere, duyan kulaklara, sızlayan kalplere haykırır ve der ki;
‘’Yara sızlar
Ok değmiş yara sızlar
Yaralının hâlinden
Ne bilsin yarasızlar’’
Hem biz hep feleğe çattık, iyi de felek demez mi `ben size ne yaptım ki kardeşim siz önce kendinizden utanın` Evet Felek ne yapsın, devran utansın!

Kalın sağlıcakla…
Selçuk Düzgün- Bakü