Gülben Ergen 3 yaşlı Aylandan yazdı: “Sahilə çıxan uşaq cəsədləri...”

4 Sentyabr 2015 16:50 (UTC+04:00)

AzNews.az həmin yazını təqdim edir:

İnandığı ya da inanmak isteyip beceremediği, sıkı sıkıya bağlı kaldığı değerleri, inançları, fikri sabitleri, takıntıları, kendisini ifade ettiği kelimeleri...

Kendiyle meşgul olanın başkasına ayıracak ne vakti kalıyor, ne dikkati...

Kendinden geçmişlerin meşguliyeti başka hayatlar, başka hikâyeler...

Kendinden öyle yoksun ki, öyle yalnız ve öyle kimliksiz ki, gözü hep dışarıda, hep başkasında...

Kendini bütünleme çabası...

Kendinde olmayanı başkasında eleştirme tatmini...
Gördüğün fotoğrafla, hayal dünyanın sahte masallarıyla kimseyi yargılayamazsın!
Hakkın yok buna.
Fikrini söylersin.
Cümlen "Bence" diye başlar, nezaketle devam eder.
Senin öfken bana değil, kendine...
Senin öfken bana değil, ötekine...
Senin öfken bitmez!

Kendine tahammülsüzlerin hayatla kavgası bitmez.
Sıkışan trafik, vızıldayan sinek hepsi öfkeliye taze bahane...

İnsan...
İnsanı sev...
İnsan...
İyi insan olmayı seç...
İnsan!
Kavgadan, yargılamaktan, suçlamaktan, öfkenden sana kalan kar olmaz.
Hep kaybedenlerden olursun.
Ama bu da sana yarar, çünkü seni doğrular.

"Hayat bize gülmedi ki, işimiz gücümüz bir türlü yoluna girmiyor" söylemlerinde seni haklı çıkarır.

İnsan...
Sana can veren tüm dünyaya, tüm insanlığa can verdi.
Rengine göre seçmedi, diline göre ayırmadı, dinini de, tenini de gökkuşağı gibi dizdi...
Birlikte yaşamayı da sınav verdi.

Türk’müş, Kürt’müş, Laz’mış, Yahudi’ymiş, Alevi’ymiş...
Fark etmez!
Senden farkı yok!
İnsandır, can taşır...

Tarihler boyu bitmeyen kavgalar, kanlı savaşlar biriktikçe birikir.
Biriktikçe akan kan durmaz, acı dinmez, sulh değerini yitirir sözde sakız olur... İnsan insana değer vermedikçe...
Saymadıkça...
Suçladıkça...

İç savaşı bitmeyen ülkeler gibi, hep sahile vuran çocuk bedenleriyle, hep şehit olan askerlerimizin gözü yaşlı geride kalanlarıyla kavrulacak yüreğimiz ve sıradanlaşacak hayat...